Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu, Stefan Zweig’in oldukça bilinen bir kitabı. Kitap boyunca kadın kahramanın uzun bir mektubunu okuruz. Kadın kahraman, Stefan Zweig karakterleri’nin diğer karakterleri gibi iyi kurgulanmış bir karakterdir. Kadın kahraman, hayatı boyunca sevmiş olduğu erkek için uzunca ve detaylı bir mektup ele almıştır. Ancak burada mektup yazılan kişiye dair biz okuyucuların görebileceği pek bir detay yoktur. Bu karakter tanınan yazar R’dir. Kitap bu tanınmış yazar R’nin postalarını incelemesi ile başlar. Üzerinde gönderenin ismi olmayan ve kalın sayılacabilecek bu mektup dikkatini çeker. Yazar R, bu metubu açar ve kitap boyunca yazar ile beraber biz de bu kitabı okumaya başlarız.
” Beni hiç tanımamış olan sana. ”
Bu cümleden sonra daha da vurucu cümleler ile mektup devam eder. “Dün çocuğum öldü.” Bu cümle ile beraber bir kadının geçmişini ve R ile ilişkisini bu mektup üzerinden okumaya devam ederiz. Adı ve kendisi bilinmeyen bu kadın oldukça zor dönemler geçirmiş ve büyük bir tutku haline gelen aşkın pençesinde yaşamaya çalıştığını mektubu boyunca olaylar ile yazara iletir. Bu mektubu ölü çocuğunun karşısında yazan kadın, R ile çeşitli zamanlardaki karşılaşmalarını anlatır.
” “Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yoluna devam eden ve beni sonsuz bir bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?” ”
” ” Sadece seninle konuşmak istiyorum.
İlk defa her şeyi sana söyleyeceğim. Bütün
hayatımı bilmelisin, her zaman senin olan
ama senin asla bilmediğin hayatımı… Fakat sırrımı ben öldüğümde, artık bana cevap vermek zorunda olmadığında, uzuvlarımı ateşle sarsmakta olan şey gerçekten nihayete erdiğinde öğrenmelisin. Eğer yaşamaya devam etmek zorunda kalırsam, bu mektubu yırtacağım ve her zaman sustuğum gibi susmaya devam edeceğim. Mektup ellerindeyse şayet, artık ölmüş olan bir kadının sana, ilk dakikasından son nefesine kadar hayatını anlattığını bil. Sözlerim seni korkutmasın; ölü bir kadın artık hiçbir şey istemez, ne aşk ne merhamet ne de teselli. Senden sadece bir tek şey istiyorum: Burada sana sığınmakta olan acımın söylemiş olduğu her şeye inanman. Söylediğim her şeye inan, senden sadece bunu istiyorum. Hiç kimse biricik yavrusunun ölüm saatinde yalan söylemez ” ”